bugün wiki təsadüfi son
sözaltı sözlük
məsləhət postlar mesaj Profil

...

azərbaycanın şəriət dövləti olması


4,735 | 30 | 116

əjdahalar  googlla

« / 3 »


    Yalnız deyilsən!

    Bu duyğuların müvəqqəti olduğunu və kömək mövcud olduğunu bilmək vacibdir. Dostlarınıza, ailənizə, profesionallara müraciət etməyiniz vacibdir. Sizi dinləmək və lazım olan dəstəyi təmin etmək istəyən insanlar var. Sözlük yazarları olaraq səni hər zaman dinləyə bilərik.

    Əgər yalnız hiss edirsənsə, 860 qaynar xəttinə müraciət etməyini tövsiyə edirik.

    21. bu basliq ciddi ciddi qoyun turnisolu olub. olkeden qacacam deyib bize sikdirin gedin deyen qoyunlarda vsrmis. kimsenin hec yere getme mecburiyyeti olmadan her bir vetendasin olkesini gormek istediyi idare sekillerinden biri olan serierin gelecekde azerbaycanda qurulmasi qacinilmazdir.

    0 əjdaha!

    17.07.2015 21:11, qasim

    Yalnız deyilsən!

    Bu duyğuların müvəqqəti olduğunu və kömək mövcud olduğunu bilmək vacibdir. Dostlarınıza, ailənizə, profesionallara müraciət etməyiniz vacibdir. Sizi dinləmək və lazım olan dəstəyi təmin etmək istəyən insanlar var. Sözlük yazarları olaraq səni hər zaman dinləyə bilərik.

    Əgər yalnız hiss edirsənsə, 860 qaynar xəttinə müraciət etməyini tövsiyə edirik.

    22. "aqa zatən bu ölkə bu halıyla çəkilmir.işin içinə dini də qatmıyın" dedirdəcək vəziyyətdir.çox şəriət istəyən getsin irana şellənsin.

    3 əjdaha!

    17.07.2015 21:17, tavsansever

    Yalnız deyilsən!

    Bu duyğuların müvəqqəti olduğunu və kömək mövcud olduğunu bilmək vacibdir. Dostlarınıza, ailənizə, profesionallara müraciət etməyiniz vacibdir. Sizi dinləmək və lazım olan dəstəyi təmin etmək istəyən insanlar var. Sözlük yazarları olaraq səni hər zaman dinləyə bilərik.

    Əgər yalnız hiss edirsənsə, 860 qaynar xəttinə müraciət etməyini tövsiyə edirik.

    23. --spoiler--


    “benim adım bahman nirumand. iranlı bir gazeteci-yazarım. şah’ın devrilmesinde aktif rol oynayanlardanım. aynı zamanda mollaların, demokrasi ve özgürlük getireceğine inanan milyonlarca solcu, demokrat, liberal ve milliyetçi insandan biriyim.

    evet, humeyni yeryüzünde cenneti vaat etti bize. demokrasi gelecek, kimse fikirleri ve siyasal görüşleri yüzünden
    tutuklanmayacak, işkence yapılmayacak, kadınlara eşit haklar verilecek, giyim serbest olacaktı.

    her şey 14 ocak 1979 tarihinde değişti. şah, iran’ı terk etti. ardından iran tarihinin en büyük yürüyüşü tahran’da yapıldı. sansür, yasak yoktu, istediğimiz gibi bağırıyorduk.

    ertesi gün gazetede, bir hırsızın genç mollalar tarafından yakalanıp, adına “islam mahkemesi” denilen bir mahalli heyet tarafından 35 kamçı cezasına çarptırıldığı haberini okuduk.

    haberi ciddiye almadık; “üç beş sapsızın işi” dedik.

    bu arada bira-şarap fabrikalarının yakılması, sinemaların tahrip edilip filmlerin sokaklara atılması gibi olayların üzerinde hiç durmadık. “ufak tefek şeylerin” toplumun demokrasi ve ulusal bağımsızlık yolundaki çabaları etkilemesini istemiyorduk.

    biz bunları söylerken, mollalar tarafından, kadın ve erkeklerin yan yana yüzemeyecekleri; okullarda aynı sınıflarda olamayacakları; birlikte spor yapamayacakları gibi gerici kararlar ardı ardına alınmaya başlandı.

    “müslüman kadınların yanında fahişelerin yeri yoktur” denilerek kadınlara örtünme zorunluluğu getirildi. özellikle üniversitelerde bu yüzden çatışmalar çıktı.

    bu çatışmalardan rahatsız olduk; kadın sorununun güncelleşip ön plana geçmesini istemiyorduk!

    peçesiz, başörtüsüz sokağa çıkan kadınlar artık açıkça, gözümüzün önünde dövülüyordu. bazı kadınların yüzüne kezzap atılıyordu.

    biz ise hâlâ büyük laflar ediyorduk; bu tür olayları devrimin kaçınılmaz sancıları olarak görüp umursamıyorduk! “ittifak”, “eylem birliği” gibi terimlerin peşinden koşup duruyorduk.

    humeyni, “bütün sorunlarımızın sebebi, cemiyetimizdeki ahlaksızlıklardır. bunların kökünü kazımalıyız” diyor; genç mollalar terör estiriyordu.

    kitabevleri yağmalanıyor; gazete bayileri ateşe veriliyordu. şiraz’da “islam mahkemesi” eşcinsel ve fahişe olduğu gerekçesiyle dört kişiyi idam ediyordu. benzer olay tahran’da da gerçekleşiyor, üç fahişe ve üç eşcinsel kurşuna diziliyordu.

    şimdi düşünüyorum da, insan zamanla her türlü aşağılanmaya alışıyor galiba. hiçbirini görmüyorduk; basmakalıp analizlerimizin doğru olduğuna o kadar inanıyorduk ki!..

    oysa toplum hızla dincileştiriliyordu. alınan her kararda “tamam bu sonuncusu” diyorduk. ama arkası hep geliyordu.

    kızların evlenme yaşı 18’den 13’e düşürüldü. parfüm, ruj, saç boyası, mücevher gibi kadın malzemelerinin yurda girişi yasaklandı. kadın çamaşırı satan mağazaların vitrinlerine sutyen, kombinezon vs. koymasına bile izin yoktu. kamu dairelerinde kadın memurlara tesettüre girme emri çıkarıldı.

    biz aydınlar hep aynı düşüncedeydik: demokrasi ve özgürlüğe geçiş sancılarıydı bu tür vakalar! abartmaya gerek yoktu.

    üç ay önce humeyni, paris’te komünistler de dahil olmak üzere her görüşün rahatça örgütleneceği bir demokrasiden, özgürlükten bahsederken, şimdi tüm solcu, milliyetçi ve liberalleri islam düşmanı ilan etmişti.

    mollaların en iyi siyasi stratejileriydi; işlerine gelmediği zaman hemen gündemi değiştiriyorlardı.

    referandum meselesini gündeme getirdiler. halka soracaklardı: “islam cumhuriyeti’ni istiyor musunuz, istemiyor musunuz?” kuşkusuz bu bir oyundu… yapılan propaganda belliydi; dediler ki: “islam’a evet mi, hayır mı diyorsunuz?” biz bu oyunu biliyorduk ama şöyle düşünüyorduk: “önemli olan cumhuriyet’tir; serbest seçimlerdir; demokratik haklardır; özgürlüklerdir. islam cumhuriyeti bunu sağlayacaksa neden karşı çıkalım?” sonuçta, “evet” diyen 20 milyon, “hayır” diyen ise sadece 140 bindi. mollalar bu referandum sonucunu çok iyi kullandılar. güya tüm ülke yaptıklarını onaylıyordu. artık televizyondan sonra basın da ellerine geçmişti. sanki tüm muhaliflerin sayısı 140 bin kişi gibi gösterdiler. halbuki 20 milyon içinde bizim oyumuz da vardı. ama artık bizim sesimizin çıkmasına izin verilmiyordu.

    mollalar güçlendikçe saldırganlaştılar. örneğin, tirajı bir milyon olan liberal ayendegan gazetesi’ni kapattırdılar. sıra keyhan gazetesi’ne geldi; muhalif yazarların işten çıkarılmasını sağladılar.

    özgürlük, demokrasi ve bağımsızlık için ayaklanan halkın, bu kadar kısa sürede değişeceğini düşünememiştik. sanmıştık ki, mollaların gerici yasalarına/kurallarına halk karşı çıkacak. halbuki tersi oldu; mollalar yasak, sansür getirdikçe arkalarından gidenlerin sayısı arttı. örtünmek moda oldu!

    tüm bunlara “gelip geçici bir fırtına” diye bakmak ne büyük yanılgıydı.

    komünistlerden, solculardan, demokratlardan, milliyetçilerden sonra liberal islamcılar da zamanla mollaların hedefi oldu. şah döneminden daha çok insan cezaevlerine konuldu; idam edildi. milyonlarca insan canını kurtarmak için yurtdışına kaçtı. kaçanlardan biri de bendim.

    umarım bizim hatalarımızdan birileri ders çıkarır.”


    --spoiler--

    10 əjdaha!

    19.01.2017 14:43, kholin
« / 3 »



üzv ol
Modalı bağla





...