bugün wiki təsadüfi son
sözaltı sözlük
məsləhət postlar mesaj Profil

...

ən bəyənilən ekşi sözlük entryləri

əjdahalar   googlla
sözaltı roman - dünənin ən bəyənilənləri
    159. sevgili günlük,

    mutsuzum bu aralar. aslında bana çok uyuyor gibi görünen ama beni içten içe kemiren bir meslek yaptığımı fark ettim.
    attığım adımlar ve geldiğim nokta sonucunda geri de dönemiyorum. kısacası cenderedeyim.
    böyle bok gibi hissettiğim bir günün sabahında kapı çaldı. meryem geldi.
    meryem, 16 yaşında kaçarak evlenmiş, ofisimin üst katında kaynanası, kayınpederi, eşi ve çocuğu ile birlikte yaşayan ve yer yer ezilen bir kadın. ay farkıyla benden büyük. ama bana hep "abla" diyor. kayınvalidesi ile birlikte yaşamasının sebebi bu semtte kirada da olsa oturabilmek ve çevreye temizliğe gitmek. hayatını kayınvalidesiyle gittiği evlerde temizlik yaparak geçiriyor.
    temizliğe gittikleri villalardan birinin "hanım"ı, kendi yeğenlerine para gönermek için tüm ziynetini bozdurmuş. bunu kocasından gizlemiş çünkü kocasının bu duruma ve yeğenlere para yollanmasına kesinlikle onayı yok. kadın da çalışmadığından- daha doğrusu koca parası yediğinden- tüm takılarını peyderpey bozdurmuş, yollamış parayı.
    sonra bigün adam kadının takılarının olmadığını farketmiş. kadın da kendi paçasını kurtarmak için hemen "aa o zaman temizlikçi çalmıştır" deyip, bizimkileri yakmış.
    adam da haklı olarak suç duyurusunda bulunması için kadını zorlamış, yalanı bozulmasın isteyen kadın toplamda 100.000 tl'ye tekabül eden takının meryemin kayınvalidesi tarafından çalındığını ileri sürerek savcılığa suç duyurusunda bulunmuş.
    meryem geldiğinde ikinci çocuğuna hamile idi.
    meryem'in kayınvalidesi ise sıkıntıdan bir sürü yara çıkarmış, bir anda zayıflamış halde.
    kısacası kadının üzüntüden kanser olmasına az kalmış.
    zor zamanlarımdayım. iş çetrefilli. yine de içim razı gelmiyor. alıyorum vekaletnameyi. söylenmez belki ama; sanki hilal-i ahmer çalışıyorum. ama olsun.
    neyse sonuç olarak kesinlikle bizim müvekkili suçlu gören savcıya tekrar ifade verdiriyorum. tanık buluyorum, tanıkların ifadesini aldırıyorum. başta "e çalmışsın bu kadar malı?" diyen savcı son ifadede "belki de o takı paralarıyla yeğenlerini besledi, değil mi?" diye soruyor. önce kafası karışıyor, sonra ikna oluyor ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veriyor.
    bizimkiler çıldırıyor mutluluktan. meryemin kayınvalidesi sevinçten ağlıyor. "aklandım çok şükür ama çamur bulaştı bi kere, artık bana burada kimse iş vermiyor adım hırsıza çıktı" deyip 1 hafta içinde aklanmış ama tüm işlerini de kaybetmiş bir şekilde taşınıyorlar.

    neyse çok uzattım.
    aylar sonra meryem geliyor. kucağında yeni doğan bebeği.
    el öptürmeye getirmiş. meryem gecikmeden, pat diye konuya giriyor.
    "sağol abla" diyor. "zor zamanımızda bizi kurtardın" diyor.
    "boşver bunları, adını ne koydunuz?" diye soruyorum,
    "venusteki limon agaci" diyor.

    afallıyorum.
    karşılıksız yardım ettim sanarken ben, aslında karşılıkların en tatlısını alıyorum. sevimsiz bir avukatlık bürosunda iki venusteki limon agaci ve bir küçük anne ile mutluluktan ölüyoruz.
    adımın verildiği bebişin ellerini sıkıyorum.
    ve ilk defa okuduğum binlerce sayfa sıkıcı şeyin karşılığını aldığımı hissediyorum.

    öyle işte günlük.
    hayat en bunaldığın anda ışık veriyor sana.
    sanırım hayatı yaşanılabilir kılan şeyi adımın verildiği minik bir bebek eliyle öğreniyorum.

    sevgiyle kal küçük mü küçük venusteki limon agaci.


    (c) 15.01.2013 14:29 ~ 14:35 venusteki limon agaci



hamısını göstər

üzv ol

...