19. adı üstünde...
ama bu diş hekimlerinden çektiğimi menden çox çeken olmayıb. ilk başda deyim ki, ağrı ağrıdır, ama dözülen ağrılar var dözülmez ağrılar var. menim üçün diş ağrısı ile qarın ağrısı dözülmez katiqoriyalar içindedir.

ilk diş hekimi ile tanışlığım azerbaycanın yetim şeheri olan sumqayıtda gerçekleşdi. çekilecek bir dişim var idi ki, dişimi çekti heç bir röntgen falan çekmeden. 2 gün sonra sunizit kanalın açıq olduğunu ferqine vardı ve çekilen dişin yerine ne az ne çox 12 tikiş atmaq mecburiyetinde mi qaldı mecbur mu oldu bilmirem ama sözün tam anlamı ile hem heyatımı hem de ağzımı sikti...
bundan sonra artıq men diş hekimlerinden ve diş çekiminden "qorxmağa" başladım.
ikinci diş hekimi ile tanışlığım ise konyada oldu. ele ağrıyırdı ki, ağzımda hansı dişin ağrıdığını bilmirdim. hekime getim ve olan biteni - yeni hansı dişimin ağrıdığını bilmediğimi ama çox ağrıdığını bildirdim sağ alt çenemin. hekimde sanki gözünü yumuq alt çenemden bir diş çekti amk. daha sonra belli oldu ki, beğer ki, diş hekimi ağrıyan deyil ağrımayan dişimi çekmiş. nemi oldu ? bi şey olmadı qurunun oduna yaş da yandı ve ağrıyan dişimi de çektirdim.
bundan sonra meslehetlerle diş hekimine gettim ki, o meslehet verilenlerde ele qiymet çıxardırdılar ki sene mal mal tamam deyib çıxırdın xestexanadan.

edit: ön yargımı yene qırmaq istedim ve bu defe türkiyenin tibb sayesinde ilk sıralarda olan diş xestexanasına gettim. ege diş'e. sonuc: diş çekildi yerine 19 tikiş atıldı...