bugün wiki təsadüfi son
sözaltı sözlük
məsləhət postlar mesaj Profil

ahmet batman



facebook twitter əjdaha lazımdı izlə dostlar   mən   googlla
kitab oxumaqla özünü bir şey zənn etmək - sabah uykum - azərbaycanlı qızlar - ad günü - sözaltı roman - soğuk kahvem - niyə kitab oxumalıyıq - bədii ədəbiyyat oxuyan bikar insan - çay vs qəhvə
başlıqdakı ən bəyənilən yazılar:

+4 əjdaha

5. bana ikimizi anlat kitabı ilə 13 yaşımda tanışdığım yazıçıdır Ahmet Batman. Hər il mütləq oxuyuram bu kitabı, hərkəsində oxumasını tövsiyyə etdiyim kitabdı. hekayəsindən çox fikirləri çox gözəldir. Mənim həyatımda əvəzsiz rolu olan bu kitabdan bir stat paylaşmaq istəyirəm.
Bir gün dedem,elinde küçük mavi bir defter ve biri kurşun diğeri tükenmez olan iki kalem ile yanıma geldi. ikinci sınıfı bitirmiştim o sene ve yaz tatilimin nasıl geçeceği konusunda hiçbir fikrim yoktu.
-Oğlum ne yapıyorsun burada bir başına?
-Kuşları izliyorum dede
-Kuşları izlemek çok keyiflidir. Peki o kuşları yazmayı düşündün mü hiç? (məhs bu cümləni ilk oxuduğumda içimdə elektrik kimi birşeyin keçdiyini hiss etmişdim. Mənim yazılarımın başlanğıcı olan ilk cümlə budur, keçək davamına)
işte o an kendime sorduğum ilk şey," Bir insan neden yazar ki?" oldu. Bunu dedeme sormadım. Sadece çocuk aklımla düşündüm. Kuşları izlemek kadar keyifli olabilirmiydi kuşları yazmak? Bunu şimdi anlıyorum. Yazmak her şeyden daha çok keyif veren bir şeymiş. Dedem konuşmasına devam etdi:
- Al bu defteri ve kalemleri.
(Küçük mavi defteri ve kalemleri elime tutuşdurdu)
-Ne yapacağım bunlarla?
-Yazacaksın evladım. Ne istiyorsan yazacaksın. Bu hayat, içini boşaltamadığın sürece yakanı bırakmaz. Sana iki kalem veriyorum. Birinin adı tükenmez diğeri ise okulda kullandığın kurşun kalem. zaman içinde, tükenmezkaleminde tükendiğini göreceksin. Bu hayatta tükenmeyen hiçbirşey yoktur. Kurşunkalemin ise sen yazdıkca küçülecektir. işte bu bize en güzel mesajdır. Yazdıkca küçülüceksin evladım, çünkü yazmak korkaların işi değildir. Yazmak içini kağıda dökmeyi başarmaktır. Sen kuşları yaz, bakarsın birgün bütün dünya kuşları senden dinlemek ister.

Və bu cümləni bitirib dayanmışdım. Sen kuşları yaz,bakarsın birgün herkes kuşları senden dinlemek ister cümləsi ilk dəfə 13 yaşımda özümü dəyərli hiss edəcəyim bir yolu tapmağıma kömək etmişdi.
2013-cü ildə yeni yeni məhşurlaşan Wattpad sosial platformasını tapdım. Öncə dəftərə yazmağa başlamışdım sonra isə facebookda təsadüfən qarşıma çıxmasıyla bu platformada yazmağı seçdim.
Sizə 13 yaşımda nə yaşadığımı yazmayacam amma o yaşadıqlarımın təsiri ilə 13 yaşımda yazdığım online kitabla necə psixologiyada olduğumu göstərə bilərəm. Nə yalan deyim bəzən özüm belə necə dəyişdiyimi düşünüb dururam.

Ben Berfin Balcı ..Yada Sezer...
(Adı çimərkən delfinləri düşünüb tapmışdım.)

Penceremin kenarın da yada kafede en kenar da oturup, insanları durmadan izliyen bir kızım. Sabahtan akşama kadar genellikle kulaklık kulağında olanbirisi . Siyah ve koyu tonları seven ancak karanlık gecelere nefret edicek kadar da garip bir insanım.insanları yargılamayı seven, durmadan laf sokan birisi.

insanlar için buzdan bir duvar gibiyim. O yüzden yalnız insanlar için yazılmış onca kitaplar da ve şiirlerde kendimi rahatlıkla bula biliyordum. Bunlara sebep ise 2 yıl önce olan olaylar ve yediğim onca kazıklardı. Eskiden cesaret kazanına düşmüş birisiydim ancak şimdi sadece korkak bir insanım. Herkes için her şeyden kaçan sadece kenardan hayata seyirci kalan bir korkak. işte bu yüzden insanlarla da anlaşmak gibi bir yanım yok.Kendimi köşeye atalı iki sene olmasına rağmen hala hayata ayak uyduramıyordum.Gözlerimi kapayıp açmamla Ay ile Güneş yerlerini değiştiriyorlar...Ne garip dimi?.. Ay güneşe bu kadar yakınken bir o kadarda uzak...işte benim durumumda bununla aynıydı...

Yağmur yağdığı zaman bulutlardan düşen damlalar gibiydim..Ben damlaydım onlar bulut...Bulutla yere düşen yağmur damlaları arasındakı uzun mesafe kadar bir mesafe vardı aramızda...Bulut yağmur damlasını nasıl atıyordusa benide öyle attılar... Karanlığın içine...

Bir kaç yıl içinde her şeyden, her kesten sıyrılmış hissediyordum.. Özlediğim veya özliye biliceğim tek bir şey kalmamıştı ve kendime verdiğim tüm sözlerden vazgeçtim...Düşlerime gelince,onlardan bahsetmiyordumda.En derinimde kalmasından yanaydım çünkü böyle daha mutluydum...

Fikirlerim gün geçtikce değişmeğe başladı..Her günün hem birbirine benziyor hemde birbirinden farklı..Günler geçiyor iyileşiyorum...Ruhumda bırakılmış yaralar zaman geçtikce kendiliğinden iyileşiyor...işte bu yüzden kimseden yardım istemedem...Kimseye muhtaç olmadım..Kimseye ihtiyacım yoktu.. işte bu cümle benim yaşama teorimlerimden birisi..."Kimseye ihtiyacım yok"

Her yalnız bırakılan insan gibi bende umutluydum...Eski yaşantıma dönmeye...Her insan gibi benimde içimde öldürdüğüm ve ruhumun en derinliklerine gömdüğüm bir şeyler nefes alırdı... işte benim umudum bundaydı....

Hani bazen bazı şeyler bitmesin diye susarsınız ya,hani hayallerini sevmek sizi daha mutlu eder.beni mutlu eden hayallerdi ,evet. Ama herkesten farklı hayallerdi. Normal insan ne hayal eder? Tabikide Aşk.Para.Kariyer.işte ben bu yüzden normal insan değilim..Bugüne kadar herşeye sahiptimse şimdiyse hiçbirşeye sahibim.itiraf ediyorum,benimde ilk hayalim bunlardan kurulmuş cümlelerdi...Sadece cümlelerdi...Ama bu cümleleri ,bu toz pembe hayallerimi küçük kağıt parçası silbaştan yaptı...Seneler önce tek amacım vardı.Mutlu olmak... Ama artık bu amacımda benden çalınmıştı... işte bu yüzden boş kalmış sayfalarımı karalıyorum..Kader onu kanla karalamadan ben siyahla karalıyordum.ilk başta kaderime meydan okudum.Boş sayfalarıma birşeyler yazmak için kalemi boş sayfaya bastırdım.Sadece bastırdım... Meydan okumak kolaydır ,asıl cesaretli olmak zordur. Birşeyler yazmağa ne cesaretim vardı nede yazmak için nedenim.Sadece 3nokta koya bildim. Bu ne devamdı nede sondu.Bu her günümün aynı çizgi üzerinden geçmesi içindi...

Her ne kadar da kendi hikayemizin kahramanı olsak da, hayat bize her zaman kendimiz olma şansını tanımaz...Hikaye bizimdir ama kontrol kaderin elindedir... Ve tamda mutluyum dediğin an kader sana mutsuzluğu hediyye eder. işte Ahmet Batman bu konuda haklıydı. Belkide bu kadar derin düşüncelerimi sadece ona borçluyumdur?

Bu sabah telefonumun alarmından tam 5dakika önce kalktım.insan bir şeylere alışınca,bu durum hayatında sürügelen birşeyler oluyor.Eskisi kadar elime almıyordum artık telefonumu.Gereksiz gördüğüm tüm numaraları rehberden sildim.Kendini iyi hissetmek için insan bazı şeyleri silebilmesi gerek...

Yaşadığım tüm zamanlara dönüp baktığımda sayfalarca acı biriktirdiğimi ve hayatta asla kendi mutluluğum için bir şey yapmadığımı anladım.Ben başkalarının mutluluğuyla mutlu olan ironik insanlardandım...Bunu iş-işten geçtikcen sonra anlamakta acıyı başka bir boyuta taşıyor...

Daha 9yaşımda babamın isteğiyle yurtdışında yatılı okulda okumağa başlamıştım.ilk başta sinir olmuştum buna ,ama şimdi her gün yüz defa babama şükürler ediyordum.

15yaşında ergenliğe yeni giriş yapan bir kız çocuğun en büyük yarası nedir? diye sorsam aşk dersiniz.Benimse en büyük yaram aşk değildi.Gözlerim önünde abimin kanlar için ölmesiydi...

Berfin Sezer adından vazgeçeli 4ay olmuştu.Kimsenin tanımadığı, mavi gözleriyle karanlığın en derinliklerine sürükleyen birisi olmuştum.Herkes gibi benimde ikinci hayata ihtiyacım vardı.Bambaşka biri olarak doğmam gerekiyordu.En başından yanlış hikayenin çocuğu olmuştum ve hiçbirzaman o baskıdan kurtulamıyordum.Berfin Sezer sıradan biri olamazdı ama ben hep sıradan olmaktan yanaydım. insanların sırf bana acıdığı için duygu sömürüsü yapan bir dünya istemiyordum.Sırf bunlar bitsin diye herşeyden vazgeçmeğe bile razıydım.

Çoğu zaman paranın yada şöyle söyleyim çok paranın gerçekten mutluluk getirdiğine inanır.Oysa durum hiçte böyle değil.Evet,para gerekli hele şu devrde en çok gerekli şeydir.Ama mutluluk değildir!.Benim hikayem de kağıt parçasıyla yeniden yazıldı.Ama kan kokusu kırmızı kağıt parçasıyla...

Aslında ne garip dimi?...Para insana herşey sunarken birşeylerden de vazgeçmeli olduğumuzu hatırlatır.Tıpkı yağmurun yağıcağını belli eden gri bulutlar gibi aslında. Para bize şartlarla gelir.Ya beni seçersin yada en kıymetlini diye seçim bile sunar sana.Bana sunulan seçimlerse biraz farklı...Ya bu odada karanlığın seni boğmasına izin vericeksin yada damarlarında akan kanların gücüyle intikamını alıcaksın.Bunun parayla ne ilgisi var ? diye düşünüyorsunuzdur eminim.

Daha abim doğmadan seneler önce Karahanlar ve Sezerler bir anlaşma yapar.Şirket kurmağa başlarlar ve ortak olurlar.ikiside çocuklarına yüklü bir para bırakmak için gece gündüz çalışırlar.Ama Karahanın oğlu Berat , paranı herşey den daha önemli tutup ortaklığı bitirmek için elinden geleni yapar.Aynı zamanda ortaklıkla başlayan iş aşka dönüşür.işte annemle babamın aşkı da buradan başlar.Geçmiş türk filmlerindeki gibi aşkları vardı ve bu aşk şirket içinde önemliydi. Annemin babası öldükten sonra annem şirketin önemli ortağı olmuştu.Aynı şey babam içinde geçerliydi.Eğer annem babamla evlense şirket resmi olarak Sezerler soyadıyla tanınıcaktı.

Çocukken babama ne zaman annemin nerde olduğunu sorsam susardı.Bizi terkettiğini derdi bana .Ama abimin ölümünden sonra herşey ortaya çıktı.Berat Karahan annemi bizi öldürmekle tehtit ettiğinden annem gitmişti.Abim 18yaşına geldiğinde şirketin veliahtı olucaktı ve bu Berat Karahan için yüz karasıydı...Kuzey Sezer 18yaşına girmesine iki gün kalmış Luna Parkta silahla öldürüldü...Abimin ölümü babamında yıkılmasına neden olmuştu.iki yıl önce ben aralıksız iki ölüm sahnesine şahit oldum.Bir abimin, iki babamın. insanlar için her zaman beyaz melektim ama şimdi intikam hırsıyla yaşayan kanadı kırılmış siyah bir canlı...

içimde biriktirdiğim kin o kadar büyüktüki gözümü kırpmadan Berat Karahanı öldüre bilirdim.Ama yapmadım.Bana yaşattığı acıyı ona yaşatmak için kendime verdiğim sözlerden vazgeçip tek bir söze odaklandım.intikam...

intikam soğuk içilir derlerdi ama buz tutmaması da önemli... Kendimi hayattan uzaklaşdırmış tek bir şeye odaklanmış olarak buluyorum.Kötümü iyimi bilemedim ama tek bildiğim sonu olmayan bir şeye başlamıştım. Evet, artık kendi intikam oyunuma başlamış sayılırım.Berat Karahanın ailesine sızmam için ilk kendi soyadımdan vazgeçtim.Sonra üvey oğlu Rüzgar Çağıranı kendi tarafıma çekmiştim.Şimdiyse kendi öz oğlu Demir Karahandı hedefim. Rüzgarın dediğine göre Demirle pek iyi anlaşmazdı ama biribirilerini severlerdi.Attığı her adımdan haberdardı.Bende haberdarım aslında.Uyuşturucu satmasından , tecavüz ettiği genc kızlardan , öldürdüğü insanlardan.Bir kaç kez Rüzgar polise gitmem için tutturmuştu çünkü oda bunun hesabının alınmasını benim gibi çok istiyordu.Ama gitmedim ,onlara sadece demir parmaklıklarla cezalandırmıycaktım.Öldürülmesine izin vermiycektim.Çünkü asıl hedefim onun vücudu değil ruhu.

Sonrasını merak edirsinizsə deyim, kitab 1 ay içində 14cü sıralamaya yüksəlir. bunun sevinci ilə evdə deyirəm və anam mənə yazmağı qadağan edir. Sonra dəftərimi tapır dəftərimi cırır. Yayda təsadüfən otağımda tapdığım gizlicə yazdığım dəftəri görüb duyğulanmışdım mamama dediyimdə onuda cırdı) Mamam nə qədər mənim yazmağıma qarşı olsada bir dəfə yazdıqdan sonra heç susmadı düşüncələrim. 3ildir yazmaq istədiyim bir kitab var, yazmaq istəsəm də yaza bilmədiyim daha doğrusu. Buranı kəşf edən günə kimi içimə atıb susmaları tərcih edirdim, yazmaq şansımda cırılan vərəqlərlə bərabər yox olmuşdu mənim üçün. Sonra buranı tövsiyyə etdi diplomat, yaxşı ki də etdi.
Sözlükdən getməyimə səbəb olanlar mənim mamamın dəftərimi cırmasıyla eyni görürəm. Amma bu dəfə buraya qayıtdımsa inanıram ki birgün mütləq yenidən düşüncələrimdəki hekayəni yazıb düzələcəm.
Hekayəni oxumaq istəyən olsa bildirər, amma deyim ki ərgənlik çoxdu hekayədə, qısaca hadisələr nədir və əslində olması gərəkən final necə idi bunu deyə bilərəm.

+3 əjdaha

3. savadsız adlandırılması (wtf?!) , axmaqların ağıllı , ağıllıların isə axmaq bilindiyi dünyada belə təəccüblü olan yazıçı. siz oxumayın ulan ayı

+2 əjdaha

1. facebookda yazdığı statuslardan və digər sosial şəbəkələrdəki yazılarının tutduğunu görən və ərgənlərin onun yazdığlarını paylaşdığını görən daha sonra yazdığlarını kitab halına gətirib satan yazıçı. təsəvvür eliyirsən facebookdakı statuslarını kitab eliyib satırsan. bizdə kişi sözü səhifəsi var idi onlar da belə eləmişdilər. vorovskoy statuslardan kitab çıxarmışdılar. hamı başladı məzələnməyə amma gedib ali və ninodan 15-20 manat verib bunun kitabını aldılar.

+1 əjdaha

2. belə çox bomba hesab etmədiyim, amma yenə oxunası kitablar yazan yazar. qısacası hissləri ilə yazan yazar. status tipli yazmağına gələndə isə o statusların ən düzgünlərini səliqəli bir şəkildə kitab kimi oxumağın nəyi pisdir ki? hə bu arada, unutmadan bir spoilerlik edim


--spoiler--

birine g*tün teki diyorsam,oradaki ''yıldız''sansür değil,o kişinin
yıldızlı bir göt olduğunun belirtisidir

--spoiler--

bu sözləri ilə təəccübləndirmiş və güldürmüşdür



hamısını göstər

ahmet batman