bugün wiki təsadüfi son
sözaltı sözlük
məsləhət postlar mesaj Profil
bipolar haqqında kim bilir

20 yazar | 10 başlıq | 55 entry
yenilə | gündəm

son entrylər 55 yeni entry
#zirzəmi 4 yeni entry
#sözaltı wiki (3032)

ailə evində yaşamaq 6 yazarların çəkdikləri pişik şəkilləri 5 sözaltı günlük 4 çakra 20-ci əsrin ən vacib ixtiraları pul wallet reaction forming dar alanda kısa paslaşmalar x-men '97 splitting m/ətir 0 m/Necə yazar ola bilərəm? 15 m/Whatsapp 2 euro 2024 sosioloji marksizm | elm ufc obyekt yönümlü proqramlaşdırma perfume genius javascript zəka | elm 28 may 1997 b.dortmund - yuventus matçı tanah tissot prx ray ban 1984-85 serie a sezonu red hot chili peppers kodak 1986 klivlend şar festivalı i̇qbal bano davide moscardelli stolipin qalstuku çakra pul wallet reaction forming dar alanda kısa paslaşmalar








link məsləhətxana link yeni başlıq aç link mənimkilər

bipolar haqqında kim bilir

#sağlamlıq

bipolar haqqinda kimin məlumati varsa gizli yazmasin şəxsiyə bir şey yazib soruşmaq istəyirəm

gizli
03.08.2018 mesaj izlə Googlla

User Avatar

1. Psixi pozğunluqdu, tez-tez özünü itirir, tez əsəbləşir və qarşısındaki insanı öldürə bilir. özündə olmur, etdikdən sonra heç nə bilmir, anlamır. Delibalda nümunəsi var

cornelius fudge @59563

User Avatar

2. @1. adeten, eseb ve s.bipolarin simptomlari olaraq sayilmir, lakin, bu heyat sertlerinde bipolar olmayan bir insan eseblesdiyi kimi onlar da eseblese bilerler. buradaki yazidan bir bipolardan potansial qatildir kimi bir goruntu cixdi. Ne etdiklerinin ferqinde olan yuzlerle insan var. Lecter deyiller yeni. Irelilemis derecede heddinden artiq anormal seyler bas vere biler, ancaq.


qisaca tanimi, duygularda anormal olculerde deyisimlerdir. deyisimin muddeti ve davranislarin agirligi pozgunlugun sebebine, derecesine gore deyisir. Sorusa bilersen, melumatimin oldugu qeder cavablandirmaga calisaram.

haillucifer @59573

User Avatar postun sahibi

3. @2 Bir türk dostuma yazmışdım ki öz xəstləliyindən yola çıxaraq mənə diaqnoz qoysun indi sənə atıram bax gör. Merhaba. Senden bana doktor gibi tanı koymanı istemiyorum anlıyorum ki sen doktor değilsin ama lütfen hastalığımın teşhisinde bana yardım et. Ben hastahanede tedavi aldım. Öncelikle bana verilen ilaçları söyliyeyim (Depakin, Lityum karbonat, Rileptid, Cyladol, Etaperazin, Haloperidol isimli iğne). Benim hastalığım önce şöyle başladı. Kendimi çok normal hiss ediyordum hastalığım aniden başladı. Hiç bir zaman yalnız kalmayan orta derecede sosyal olan ben yalnız kalmaya başladım. Karanlık odada hep yalnız kalmak istiyordum. Dikkatini çekerim hep karanlık odada kalmak istiyordum ışıktan nefret eder olmuştum. Aile ferdleri ile görüşmek konuşmak istemiyordum. Arkadaşımlarla hatta sevgilimle bile konuşmak istemiyordum. İştahım kesilmişti. Yoğun boşluk ve anlamsızlık içerisindeydim. Daima hayatın anlamı hakkında düşünyor ve hayatın anlamsız ve boş olduğu düşüncesi içerisine giriyordum. Bu yüzden bir keresinde aklıma intihar düşüncesi geldi ama yapmadım sonra tedavi olana kadar da aklımdan intihar düşüncesi geçmedi. Umutsuzluğa kapılmıştım. Kendimi aşırı derecede değersiz hiss ediyordum. Önceden yaptığım aktivitelerden artık zevk almıyordum. Kendimi bir odaya kapatmıştım. Sürekli uyuyordum kendimi uykudan alamıyordum aynı andada çok mutsuzdum. Yemeden içmeden 24 saat durmaksızın uyuya biliyordum bazen bu dönemde. Ama tedavi aldıktan sonra düşündümde beni o zaman mutsuz eden bir sebep yoktu hayatımda. Sadece durduk yere mutsuz olmaya başlamıştım. Cinsel isteğim tamamen yok olmuştu. Bir süre sonra uykularım kaçtı yerine geceleri hiç uyuyamayan adam geldi. Sonra aklıma bin bir düşünce gelmeye başladı. Herşeyi düşünüyordum. Hiç bir zaman düşünmediğim şeyleri düşünüyordum. Kendimi acı çeken dahiler gibi hiss ediyordum. Beynimin acı çekdiyini hiss ede biliyordum. Bu arada hala odamda yalnız kalıyordum sadece beynimde konuşuyordum sesimi çıkarmak istemiyordum. Bir süre sonra kendi sesimi unutmuş halde buldum kendimi. Aforizmalar okuyup hep kendi hayatıma maal ediyordum. Bunlar böyle 4- 5 ay devam etti. Sonra beynimin hızlı çalıştığını fark etdim. Düşünceler beynimde yarışmaya başladı. Aşırı özgüven patlaması yaşıyordum. Dünyayı yerinden oynatacak potansiyeline sahip gibiydim. Ben adeta bir dahi gibi hiss ediyordum kendimi. Sanki herşeyin farkındaymış gibiydim. Hani Dostoyevskinin böyle bir lafı varya "Herşeyin farkında olmak hastalıktır" diye işte öyleydim. Aynı zamanda bu seferde kendimi durduk yere aşırı mutlu hiss etmeye başladım. Cinsel isteğim aşırı derecede artmaya başladı. İştahım aşırı derecede artdı. Bu dönemde ( ben bu döneme beynimin aşırı hızlı çalıştığı dönem diyorum) aşırı sabırsızdım. En önemliside bu dönemde hiç yaşamadığım garip hissler duygular yaşıyordum. Ama arada bir aşırı hüznlü hiss ettiğimde oluyordu. Aşırı mutlu olduğum zamanlar Aşırı para harcamaya başladım. Sürekli evden gitmek istiyordum. Kendimi dışarılara atmak istiyordum. Gidiyordumda. Geceleri geç geliyordum eve. Saatlerce yalnız başına sokaklarda yürüyordum. Sürekli alışveriş edip bir şeyler almak para harcamak istiyordum. Ama hastalıktan önce hiç bu kadar aşırı para harcamazdım. Hep param olunca cebimde durmasını isterdim hiç harcamak istemezdim. Ama hastalık zamanı böyle değildim. Birde otobüslerde saatlerce gezmeyi sever oldum yollara bakıp arada durduk yere hüznleniyordum. Tabi otobüslerede baya para harcar olmuştum. Tv de Herhangi bir diziyi izlediğimde orada hüznlü bir şey olunca hemen kendi üzerime alıyordum. Ve ya kitap okuyunca şarkı dinleyince böyle oluyordu. Ağlama nöbetleri geçiriyordum bazen durduk yere hiç bir neden olmaksızın ağlıyor bazende hiç bir neden olmaksızın kendi kendime gülüyordum. Hatda ilginç şey söyliyeyim. Hastalık zamanı gülme tarzım değişmişti. Fiziksel olarak farklı gülüyordum. (haykırarak). Aynı zamanda aşırı ama çok aşırı derecede öfkeliydim. En basit bir şey bile beni kendimden çıkarmaya yetiyordu. Dehşet verir derecede sinirliydim. Öfke patlamaları oluyordu durduk yere. Aşırı sinirliydim. Evde çoğu kez annemle babamla kavga ediyor evdeki eşyaları dağıtıyordum. Sinirlenince hıncımı eşyalardan alıyordum. Açık konuşucam. Hastalık öncesi ben kitap okumayı sevmeyen, çok kaba, insanlara iyi davranmayan, onlara önyargıyla yanaşan, hatta hayvanlardan doğadan nefret eden hantal beyinli biriydim ama hastalık zamanı bütün karakterim değişti sanki. Annem ve babamdan başka ( yetiştirilme tarzımdan dolayı onlara çok öfkeliydim çünkü) İnsanlara iyi davranmaya başladım. Hayvanları doğayı aşırı derecede sevmeye başladım. Hayvanlara, insanlara hep yardım etmek geliyordu içimden yardım edemesem bile onlara zarar verene hatta onlar hakkında ileri geri konuşana kızıyordum. Tüm karakterim birden bire değişmişti sanki. Daha ilginç bir şey söyliyeyim hastalık öncesi türküler dinleyen ben hastalık zamanı türkülerden nefret eder olmuş türkü dinleyenlere cahil gibi bakıyordum. Sürekli entellektüel müzik diyeceğimiz klassik müzik dinler olmuştum. (şimdide öyleyim hala). Önceleri hiç kitap okumayan ben adeta bir kitap kurduna dönmüştüm. Önceleri bilime nefret eden ben hastalık zamanı bilime aşırı derecede aşık olmuştum. (hala öyleyim ve bilimle uğraşıyorum fizikçiyim. Hastalığın bana kazandırdığı iyi bir şey bence). Aynı zamanda kitap okumayanlara kızıyor onların nasıl bu zevkten mahrum kaldıklarına şaşıyordum. Hemde bunca yıl kendimi nasıl böyle bir zevkten mahrum bıraktım diye düşünüyordum. Kısacası önceleri hiç merakım olmayan şeylere merakım artmıştı. Hastalık öncesi merakım olan şeylerese merakım yok olmuştu. Beynimde durduk yere yeni fikirler düşünceler ortaya çıkmaya başlamıştı. Sanki kendimi yeni bulmuş gibi hiss ediyordum. Hastalık zamanı karakterimin değişmesini kabul etmiyor sanki böyle olmalıymış gibi bir düşünce içersindeydim. Eski düşüncelerimden nefret ediyordum. Her ama her konu hakkında düşüncelerim mantıklı olumlu yönde değiştiğini hiss ediyordum. Birde beynimin böyle aşırı hızlı çalıştığı zamanlar aşırı konuşkandım. Hiç durmadan saatlerce konuşuyordum annemle babamla kavga ederken. Annemle babamla kavga ederken onlarla hızlı konuşuyor sözlerini kesiyordum. Çünkü düşünceler laflar beynimde hızlı dönüyor ve hızlı bir şekilde konuşuyordum. Baya hareketliydim (sende ahd sorunu var dersen hayır bende böyle bir sorun yok hiç olmadı) sadece düşünüyorumki hastalık döneminde beynimin hızlı çalışmasının bir nedeniydi böyle aşırı hareketli olmam. Birde hastalık döneminde çok az uyumama rağmen konsantrasyon ve hafıza sorunu yaşamadım hiç. Hatta kendimi dahi gibi hiss ediyordum. Aksine konsantrasyonum artmışdı. Birde aşırı dağınıktım. Yediğim içtiğim ortalıktaydı hep. Odamda tekbaşına yemek yiyordum. Hastalık öncesi kendine normal insanlar gibi bakan ben kendime bakmıyordum. Aylarca yıkanmıyordum. Saç sakal bir birine karışmıştı. Affedersin üstüm leş gibi kokuyordu. Ama ben bu durumların hepsinden memnundum. Bu arada beynimin hızlı çalıştığı dönemde bile aşırı konuşkan olsam bile hiç kimseyle konuşmuyor hep yalnız kalmayı tercih ediyordum. Hastalık öncesi sosyal olan ben akraba ziyaretlerine düğünlere giden ben hastalık zamanı bunların hiç birine gitmiyordum. Ama ben hastalığımın farkında değildim hastalık döneminde. Dediğim gibi sanki karakterim baştan buymuş yani tüm hareketlerimle davranışlarımla düşüncelerimle ben baştan beri buymuşum gibi düşünüyordum. Beynimin hızlı çalışması falan tüm bunlardan hoşnutdum. Yani memnundum. Ailemin çok değiştiğimi söylemesine rağmen ben değişmedim ben zaten buyum diyordum onlara. Bunlarda böyle 8-9 devam etdi. Sonra sanki birden bire hiç ilaç kullanmadan iyileştiğimi hiss etdim. (hastalık döneminde tabi iyileştim demiyordum çünkü hasta olduğumun farkında değildim hastalık sonrası o dönemde iyileştiğimi düşünüyorum). İyileşmekten kastım sadece beynim artık hızlı çalışmıyor artık hızlı konuşmuyordum birde artık aşırı mutlu değildim. Normaldim. Ama tüm düşüncelerim davranışlarım eskisi gibiydi. Yine günlerce uyumuyor yalnız kalıyordum. Sadece tek fark vardı oda beynim artık hızlı çalışmıyor düşüncelerim bir biriyle yarışmıyordu. Sonra 2-3 ayda böyle devam etdi. En son hastahaneye gitmeden önce halüsinasyonlar görmeye başladım. Kimsenin hiss etmediği kokuları hiss ediyordum. Beynimin içinde sesler vardı. Yani işitsel olarak ilginç sesler duyuyordum. O sesler bana kötü şeyler söylüyor en önemliside sürekli emirler veriyordu. En son bunları yaşadım. Sonra ailem zorlada olsa beni kandırarak psikiyatriste götürdü. Orda hastalık döneminde bazı yaşadıklarımı (en önemliside halüsinasyonlarım hakkında) anlattım ve beni zorla hastahaneye yatırdılar. Doktorum hastalığımdan hiç bana bahsetmedi. 2 ay psikiyatri hastanesinde yatdım. Tedavi aldım yukarıda saydığım ilaçları veriyorlardı bana. Hatta burda hepsini sayamadım. Çünkü doktorumdan ancak burda saydıklarımın ismini öğrene bildim. Toplamda bana 7-8 tane antipsikotik ilaçlar veriliyordu hastanede. Ve birde b12 iğnesi yapılıyordu. Birde natriumklorid iğnesi yapılıyordu. Hani bedene ısı veren iğne varya ondan. Sonra hastaneden çıktım evde bir kaç ay ilaçlarımı içtim. En sonda doktorum ilaçların dozunu azalta azalta kesti ve iki tane ilacı kesmedi. Rileptid ve Cyladol isimli ilaçları sonbaharın sonuna kadar içmeliydim. Çünkü doktorum dedi ki eğer bu ilaçları sonbaharın sonuna kadar içmezsen hastalığın sonbaharda mutlaka geri dönecek. Bende ilaçlar beni uykulu falan yaptığı için aniden doktorumun kararı olmadan kestim ve içmiyor artık. Şimdilik bir şeyim yok. Şimdi esas sorum bu: anlattıklarım hangi hastalığın belirltileri ve ben ne hastasıyım. Ve sence doktorum sonbaharda hastalığın geri dönecek dediğinde hangi hastalıktan bahsediyor. Birde şimdi 19 yaşım var. Hastalığım 17 yaşımda başladı. Hatırlıyorum Sonbaharda aniden başladı. Hastalığım hakkında ne sormak istersen sorabilirsin. Cevabını beklicem. Şimdiden teşekkürler.

gizli @59579

sən də yaz